top of page
  • Writer's pictureElif Adali

2017'de öğrendiğim 5 şey


Yılın son gününde oturup son 365 günü nasıl geride bıraktığımı ve neler yaşadığımı düşünüyorum. İşte o gün geldi çattı...

Bazı günler dün gibi aklımda, bazı günleri hatırlamak bile istemiyorum. Şanslıyım ki ikinci gruptan hiç denecek kadar az gün yaşadım. 2017 benim için şimdiye kadar yaşadığım en 'hareketli' yıl oldu. Neden mi? Başka ülkeye göç, iş bulma stresi, ev bulma stresi, bütçe stresi, 14 ülke... Bu yılı tek bir kelimeyle özetlemem gerekirse o kelime 'belirsizlik' olurdu. Son 7 yılını aşırı programlı geçiren bir insan için oldukça korkutucu. Ama ne demişler, 'asla asla deme'. Bazen geriye dönüp düşündüğümde ben de kendime şaşırıyorum, bu yıl çok şey öğrendiğimi, değiştiğimi düşünüyorum. Ve iyi ki diyorum çünkü bundan sonra daha rahat daha mutlu olmayı bilebilen bir insan olacağıma inanıyorum. 2017'nin bana kattıkları...


Belirsizlik güzeldir

Son 6 yılımı kurumsal hayatta rahat bir şekilde sürdürürken işten ayrılıp yeni bir maceraya atladım. İlk başta aşırı keyifli gelmiş olsada bununla birlikte bir çok yeni belirsizlik ve risk ekledim hayatıma. İlk aylarda yaşadığım 'Oley Salıları günün ortasında Bebek Starbucks'da kahve keyfi yapıyorum' kafası bir kaç ay sonra kaygılara yer bıraktı. Ya bir daha iş bulamazsam, ya bir daha iş hayatına alışamazsam, ya param biterse gibi düşünceler meşgul etmeye başladı beni. Kafamda kocaman bir belirsizlik. Üstelik işten ayrıldığım zaman nerede yaşayacağımıza dair bile net bir planımız yoktu. Sonra üçüncü evreye geçiş yaptım ve bu kısmı çok sevdim. Artık belirsizlik beni korkutmuyordu ve o anın tadını çıkarmayı öğrendim. Evet işsizim ve bunun bir çok olumsuz yanı var ama çalışırken de şuan yaptığım bir çok şeyi yapamadığım için ağlıyordum. Her gün işsizliğimin tadını çıkarıyorum çünkü belki yarın yeni bir işe başlayabilirim :) Eskiden belirsizlik beni aşırı korkutan hatta panik ataklar yaşamama sebep olan bir durumdu ama şimdi hoşuma bile gidiyor bazen. Bana mülakatlarda 5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun diye sorduklarında artık bilmiyorum, ama başka bir ülkede bambaşka bir yerde olabilir diyorum :)

Herşey bir şekilde yoluna giriyor

Biliyorsunuz 2017'de eşimle İstanbul'dan Berlin'e taşındık. Biz artık İstanbul'da yaşamak istemiyoruz deyip eşyalarımızı toplayıp taşındık. İkimizin de Berlin'de işi yoktu, tanıdığımız da yoktu. İnternetten mobilyalı bir ev tutup, kedimizi de alıp taşındık öyle. Al sana kocaman bir belirsizlik. Bir şekilde yolumuzu buluruz deyip giriştik bu işe. Tabii ki bazı günler isyan ettik. Evsiz kaldık, ev bulamadık, iş bulamadık, kimseyi tanımıyoruz, Alman bürokrasisi vs vs. Son 7-8 ay böyle geçti ve sonunda herşey yavaş yavaş yoluna girdi. Geriye dönüp baktığımda ise ikimizin de hiçbir zaman 'yok ya olmayacak bu iş' demediğini görüyorum. Hep bir şekilde olacağına inandık, inanmak istedik ve iyi kötü düzenimizi kurduk. Bu süreçte moralimizi bozmadık, birbirimize girmedik ve pozitif kalmaya çalıştık (bazı günler hariç :)) Yani herşey bir şekilde yoluna giriyor, belki mükemmel olmuyor ama önemli olan sağlıklı olup sevdiklerinle olabilmen, gerisi de gelir.

Başkaların ne düşündüğü önemli değil

Çok takıyordum insanların ne dediğine, hakkımızda ne düşündüğüne. Evlendikten sonra yurt dışına taşınacağız diye bir müddet (1 küsür yıl) İstanbul'da ev tutmadık ve ailelerimizle yaşamaya devam ettik. Ben işi bıraktım ve nerede ne iş yapacağımı bilmiyorum, bir yandan seyahatlere tam gaz devam ediyoruz, Berlin'de ne iş yapacağız belli değil... Bizi geçtim esas etrafımızdaki herkes bu belirsizliğimizden dolayı bayağı bir dertliydi :) Bir ara herkese durumumuzu anlatmaktan bunaldım. Zamanla çevremiz de alıştı ve sormamaya başladı, onlar da oturup akışı izlemeye baktı. İlk başlarda uslu uslu durumu insanlara anlatmaya, kendimizi haklı çıkarmaya çabalıyordum. Sonra farkettim ki, önemli olan başkaların bize hak vermesi ya da durumumuzu anlaması değil ki. Biz mutluysak bu şekilde başkaların onayına ne gerek vardı ki. O noktada artık izah etmeyi bıraktım :)

Planlar yalan olabilir

Kurumsal hayatın bir güzel yanı herşeyin genelde planlı ve düzenli olması. Yıllık izin günün belli, gelirin belli, 12 aylık planını yapıp bir sonraki tatile geri sayım modunda gayet rahat bir hayat sürebilirsin. En fazla beklenmedik bir mesai çıkar. Son 6 yılım böyle geçtiği için plan yapmaya bir hayli alışıktım ve seviyordum da. İzin problemi ortadan kalkınca tabii ki bol bol seyahat planı yaptım. Bu planları yaparken sonradan yaşadığımız bazı aksaklıkları hesaba katmadım dolayısıyla yaptığım çoğu plan yalan oldu. Elbette üzüldüm ama onun yerine başka güzel sürprizler de getirdi bu yıl bize. Her işte bir hayır vardır diyerek yalan olan planlara üzülmemeyi öğrendim.

Kök salmıyorum

Sanırım en çok bu yeni özelliğimi seviyorum. Zaten hep gezmeyi, seyahat etmeyi seven bir insandım. Gittiğim her yere de hemen alışır yabancılık çekmem. Bu son yılda kök salmamanın insanı çok özgürleştirdiğini hissettim. Bir ülkeye, bir şehire, bir eve, bir işe, bir eşyaya bağlı ya da bağımlı olmadan yaşamak çok güzel bir duygu. Geçen sene evim İstanbul'daydı, bu sene Berlin'de, seneye kim bilir nerede... Sevdiklerinle iletişimde kaldığın sürece her yer güzel.

Bakalım 2018 yılı neler getirecek :) İyi seneler herkese!



bottom of page