2018 Yazını 3 günlük bir İtalya sahilleri seyahatiyle kapattık. Çok spontane gelişti ve daha önce gittiğimiz fakat aklımızda çok kalan Portofino taraflarına gitmeye karar verdik. İlk gelişimizde Mart ayında Milano'dan Floransa'ya doğru arabayla giderken sadece uğrayıp Portofino'da 1 saat geçirmiştik. O zaman demiştik, buraya tekrar Yaz aylarında gelmeliyiz diye ve sonunda bu sene gitme şansımız oldu. Araba kiralayıp Portofino ve çevresini gezmeye karar verdik. Detaylara geçmeden bir kaç temel soruya cevap vereyim öncelikle.
Nasıl gidilir? En mantıklısı uçakla Genova'ya uçup oradan ya araba kiralamak ya da tren ile devam etmek. Biz Milano'ya uçup oradan 2.5 saat arabayla geldik. Dediğim gibi Genova'ya uçma fırsatınız varsa kesin onu tercih edin. THY'nin direkt uçuşları mevcut ve yolculuk 2.5 saat sürüyor.
Ne zaman gidilir? Denize girmek istiyorsanız en uygun dönem Haziran - Eylül ayları. Daha az kalabalık ve daha uygun otel fiyatları tercih ederseniz Mart-Mayıs veya Ekim ayı güzel olabilir. Kışın pek tavsiye etmem buraları.
Vize: Schengen vizesi gerekli.
Konaklama: Özellikle Yaz aylaında konaklam ücretleri epey pahalı oluyor ve gecesi 100 Euro altında birşey bulmanız oldukça zor. Biz daha uygun olsun diye Portofinoya 7 km uzaklıktaki Rapallo'da kaldık. Burası da gayet şirin bir sahil kasabası ve otelimiz (daha doğrusu pansiyon) Alpergo La Piazetta'dan gayet memnun kaldık. Gecesi 123 Euro ödedik, fiyata kahvaltı dahildi. Ancak rezervasyonu gitmeden 3 hafta önce yaptık dolayısıyla fiyatlar çıkmıştı bile, erken rezervasyon yaparsanız daha uygun birşeyler bulmanız mümkün. Genova, Camogli veya La Spezia'da otel fiyatları genelde daha uygun.
Ulaşım: Köyler arası tren yolculuğu oldukça rahat. Özellikle Cinque Terre'ye arabayla gitmek kötü bir fikir çünkü köylere arabayla giriş yok ve park yeri bulmak çok zor. Portofino taraflarında araba rahat ve esneklik sağlıyor ancak bazı yerlerde park ücretleri çok pahalı, örneğin Portofino'da saati 5 Euro. Üşenmiyorsanız tüm seyahatinizi rahatlıkla toplu taşımayla halledebilirsiniz. Genova'dan Portofino'ya kadar giden bir otobüs servisi bile var. Biz 3 günlüğüne Milano'dan araba kiraladık ve ücreti 27 Euroydu (sigortalar hariç).
Örnek program: Genova'dan Pisa'ya kadar uzanan sahil şeridinde birbirinden güzel köyler ve şehirler var dolayısıyla burada ne kadar uzun kalırsanız kalın sıkılmazsınız. Rahat rahat keşfetmek için ideal süre 1 haftadır ama sadece belli yerleri görmek isterseniz 4-5 gün de yeterli olacaktır.
En sevdiğimden başlayalım, Portofino:
Portofino şarkılara konu olmuş, minicik ama kocaman etkileyen bir kasaba. Bu ufak koy renkli evler ve yemyeşil bitki örtüsüyle çevrili ve genelde yat sahiplerinin sevdiği bir durak noktası. Haliyle restoranlar, butikler ve oteller yüksek fiyat kategorisinde. Konaklamak için epey pahalı olsa da akşam 'Aperetivo'ya ve ardından yemek yemeğe mutlaka gelin. Koydan denize girme şansınız yok ama Portofino'ya komşu güzel koylar var onları da birazdan yazacağım. Bir de Castello di Portofino'ya tırmanıp bu masalsı koya bir de tepeden bakmayı ihmal etmeyin.
Yemek için Trattoria Tripoli'yi tavsiye edebilirim. Ufak bir aile işletmesi ver herşey çok lezzetliydi. Rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Sonra da mutlaka Calata 32 adlı dondurmacıda dondurma yiyin.
Paraggi
Paraggi, Portofino'nun hemen yanında yer alan ufak bir koy. Burası gündüz denize girmek için ideal. Korunaklı bir koy olduğu için deniz düm düz. 3-4 beach club seçeneği var, ücretsiz plaj seçeneği yok burada. Biz Bagni Bosetti adlı plajdan girdik. Şezlong ücreti kişi başı 35 Euro, ön sıra isterseniz 40 Euro. Bu fiyata bir adet havlu ve şemsiye dahil. Diğer plajlarda da fiyatlar hemen hemen aynı. Plajın pek bir numarası yok, suyunuzu bile kendiniz gidip alıyorsunuz. 35 Euro verdikten sonra insan biraz hayal kırıklığına uğruyor. Neyseki yiyecek içecek fiyatları çok fahiş değildi. Su 1.8 Euro, Panini 7 Euro örneğin ve gayet lezzetliydi. Beach Club'da bir özellik olmasada ücretsiz plajlardaki kalabalıktan uzaklaşmak için iyi bir alternatif burası. Bir diğer öneri mümkünse Paraggi'ye arabayla gelmeyin. Tek bir otopark mevcut ve fiyatlar aşağıdaki gibi :( Rapallo-Portofino arası buraya uğrayan otobüsler var.
Santa Margharita
Sanırım burası Portofino'dan sonra en sevdiğim yer oldu. Portofino'dan daha uygun ve büyük ama yine de çok şık ve estetik bir kasaba. Yemek yemek için ya da akşamları dolaşmak için pek keyifli. Gündüz denize girmek için de ücretli veya ücretsiz seçenekler mevcut ancak denizi denemeye vaktimiz olmadı. Konaklama için de Santa Margharita'ya bakmanızı öneririm.
Aperetivo için Black Stallion adlı barı önerebilirim. Alkollü herhangi birşey söylediğinizde ücretsiz olarak kocaman bir şarküteri tabağı artı cips, zeytin vs gibi atıştırmalıklar geliyor. Hala açsanız da Pinamonti Focacceria'da Focaccia yiyebilirsiniz. Akşam güzel birşeyler içimek için Vernissage Bar keyifli.
Rapallo
Rapallo'ya uğrama gibi bir planımız yoktu ancak otelimiz burada olunca bu tatlı kasabaylada tanışmış olduk. Burası daha yerli turistlerin tercih ettiği bir yer gibi geldi bana. Pansiyonumuz Albergo La Piazetta şehrin tam ana meydanında yer alıyordu ve sahile ve tren istasyonuna çok yakındı . bu açıdan çok memnun kaldık. Lüks değildi ama temiz ve ulaşımı rahat olması bize yeterliydi. Sabah kahvaltı dahildi ama biz yine de her sabah Panificio Zena'dan yolluk yiyecek Focaccia ve mini pizzalar alıyorduk. İlk geldiğimiz gece bir de otelimizin hemen altında yer alan Clipper Di Carcangiu Giuseppe'da panini yedik ve çok güzeldi. Sahibi çok şekerdi ve bizimle bol bol muhabbet etti. Rapallo'dan saat başı kalkan feribotlar var, bunlarda doğrudan Portofino'ya ulaşabilirsiniz. Ayrıca tren ve otobüsle de diğer köylere ve Cinque Terre'ye ulaşmak kolay. Gezmek için çok fazla birşey yok ama konaklamak için bence çok iyi bir alternatif.
Denize girmek için uygun fiyatlı ama az kalabalık bir koy arıyorsanız da Rapallo'da turistlerin çok bilmediği bir koy tespit ettik. Şezlong fiyatı 5 Euro. Koyun adı San Michele. Rapallo'dan 20 dk yürüyerek veya otobüsle ulaşabilirsiniz.
Tekne kiralamak
Biz bir günümüzü tekneye ayırdık. San Michele koyundan Anmar adlı firmadan kiraladık. Herşey çok profesyoneldi ve sahibi Clemente bize güzel bilgiler verdi. Daha önce Whatsapp üzerinden bilgi alıp rezervasyonumuzu yapmıştım. Kaptan ehliyeti gerektirmeyen 40 HP'lik tekne için tam gün için 150 Euro ödedik. Bunun üstüne bir de benzin ücreti geliyor (20 Euro tuttu) ve bazı koylarda demirlemek için park ücreti ödemeniz gerekiyor. San Micheleden başlayıp Camogli'ye kadar gittik. Ara ara koylarda durakladık ve bol bol yüzdük. Tekneye 6 kişiye kadar sığar. Keyifli bir gün geçirmek için gerçekten iyi bir alternatif. Kullanması da gayet kolay biraz alıştıktan sonra hiç zorlanmadan kullanabilirsiniz. Zaten hep kıyıdan kıyıdan ilerleniyor, tehlikeli bir durumla karşılaşmadık.
Cinque Terre Rehberi
Gelelim meşhur Cinque Terre'ye. Cinque Terre yani Türkçesi 5 toprak, 5 küçük kasabasıyla meşhur. Monteresso al Mare. Corniglia, Varnazza, Manarola ve Riomaggiore.
Monteresso Al Mare Cinque Terre'de denize girebileceğiniz bir sahil kasabası. Suyu oldukça turkuaz ve dolayısıyla meşhur bir yer. Biz gittiğimizde Pazartesi olmasına rağmen her yer tıklım tıklımdı. Ücretli plajların hepsi dolmuştu ve halk plajında da adım atacak yer yoktu. hızlıca denize girip serinleyip hızlıca buradan uzaklaştık. Ulaşım trenle en rahatı, durak hemen deniz kenarında. Arabayla gelmeniz de mümkün ancak erkenden gelmezseniz park yeri bulma şansınız sıfıra iniyor. Biz arabayla Levanto köyüne kadar gidip oradan trenle devam ettik. Kişi başı 16 Euro'ya Cinque Terre Card alıp istediğiniz kadar köyler arasında gidip gelebilirsiniz. Bu arada 2 köyden fazla gezmeyecekseniz bu kart daha pahalıya geliyor. Aranızdaki sportifler için köyler arasında hiking rotaları da mevcut ve muhtemelen en keyifli ulaşım yolu ancak hem sıcakla hem de yokuşlu yollarla başa çıkabilmeniz için epey bir fit olmanız gerekir, biz cesaret edemedik açıkçası. Arabayla ulaşım çok kötü bir fikir. Biz denedik ve bu yüzden 2 saat kaybettik. Yollar çok keyifli olmakla birlikte çok virajlı ve bu yüzden 5 km'lik yolu yarım saate gidiyorsunuz. Sonunda dağların arasından köylere ulaştığınızda da sonuç hüsran, çünkü park yeri yok. Bu sefer tekrar geri dönüp arabayı Levanto tren istasyonuna bıraktık. bir diğer alternatif ise arabayı La Spezia'ya bırakmak olabilir.
Cinque Terre'deki ikinci ve son durağımız Manarola oldu. Açıkçası Monteresso'dan sonra ikinci hayal kırıklığı da burası oldu. Öyle bir turist baskınına uğramış ki buralar hiç bir keyifli yanı kalmamış. Çok fazla vakit kaybetmeden dar ara yollardan köyün tepelerine yürüdük. Yükseldikçe insan yoğunluğu azaldı ve sonunda Trattoria Dal Billy adlı şirin mekanı keşfettik. Enfes manzara eşliğinde çok keyifli bir yemek yedik. Burası bize Cinque Terre şokundan sonra ilaç gibi geldi. Sonra da zaten dönüş yoluna koyulduk ve neredeyse uçağı kaçırıyorduk. O son Tiramisuyu yemeyecektik :)
Cinque Terre'ye gidecekseniz Yaz aylarında gitmeyin derim. Zaten denize de girilmiyor, Bahar ya da sonbaharda rahat rahat gezin.
Comments