top of page
  • Writer's pictureElif Adali

Brooklyn'de nerede kalınır? - The Hoxton

Updated: Jan 6, 2019


New York' 8. gelişim ama şimdiye kadar hiç doğru düzgün Brooklyn'i gezmedim. Son yıllarda çok popüler olan New York'un bu semtini bu sefer daha detaylı gezmeye kararlıydım. Bu nedenle Brooklyn'in Williamsburg tarafında yer alan The Hoxton Hotel'de kaldık. İsim tanıdık geldi mi? The Hoxton aslında Avrupa'da epey bilinen ultra cool bir otel zinciri. London, Paris, ve Amsterdam olmak üzere Avrupa'da şubeleri var ve artık Amerika'da. İlk şubesi Williamsburg, ve sırada Portland şubesi var. Chicago ve Los Angeles'a da yakında açacak. Gelin birlikte bakalım buradaki konaklamamız nasıl geçmiş.


En başta bizi Manhattan manzaralı bir odaya upgrade ederek zaten gönlümü fethetiler. Sabah uyandığınızda bu manzarayı görmek insana ayrı bir keyif veriyor. Jetlag sayesinde çok erken uyanıp gün doğumunu bile izledik, eşsiz bir deneyimdi. Otelde iki tip oda var. Cosy ve Roomy. Biz daha küçük olan cozy kategorisinde kaldık. Oda gerçekten küçük ama ihtiyacınız olan herşey var: Kocaman ve rahat bir yatak (nevresimleri çok orijinaldi), büyük bir TV, dolap, çalışma masası ve çay/kahve hazırlamak için bir kettle. Banyo da ayrıca çok şık. Roomy odalar tahmin edeceğiniz gibi daha büyük. Her iki oda türü Manhattan manzaralı olarak mevcut. Mutlaka manzaralı oda tutmanızı tavsiye ederim, gerçekten değiyor!!



Peki oda fiyatına neler dahil? Daha önce bir otelde görmediğim bir çok tatlılıklar vardı bu otelde. Mesela günde 1 saat uluslararası telefon görüşmesi oda fiyatına dahildi. Evdekilere uzun uzun New York maceralarınızı anlatmak için birebir. Çok gerekli mi? değil tabii ama bence çok şeker bir fikir. Kahvaltı olarak 'Little Breakfast Bag' fiyata dahil. Akşamdan odada hazır olan kağıt poşete istediğiniz kahvaltı adetini ve teslim edilmesini istediğiniz saati belirtip kapınıza asıyorsunuz. Ertesi gün poşet talep ettiğiniz saatte minik kahvaltınızla tekrar kapıya asılıyor. Kahvaltı olarak minik bir yoğurt, meyve suyu ve muz var içinde (gerçi bir sabah bizim yoğurtları unutup sonra da bitti dediler). Güne enerjik başlamak için çok tatlı bir uygulama bence. Ayrıca kahvaltıyı kaçırdım stresi yok, otellerde beni en çok geren konu. Beni bu kesmez derseniz otelin restoranı Kleins'da Avocado Toast veya yumurta gibi türlü kahvaltı seçeneği mevcut. Ya da çıkıp etraftaki sayısız mekanlardan birinde kahvaltı edebilirsiniz.


Otelin konumu çok iyi, Williamsburg'un tam göbeğinde. Bedford Street metro durağı 2 blok ötede ve böylece hızlıca Manhattan'a ulaşabiliyorsunuz. Beni daha çok heyecanlandıran yakındaki feribot durağı (North Williamsburg). Buradan Manhattan'a geçen feribota binip panoramik şehir turu yapmış oluyorsunuz. Hem de metroyla aynı ücreti. Mutlaka bir kere bu şekilde geçin. Her türlü otelden Manhattan'a ulaşmak oldukça kolay ve pratik. Bütün gün Manhattan'ın gürültüsünden sonra Williamsburg'a dönmek çok iyi geliyor. Ayrıca etrafta keşfedilecek bir çok mekan ve dükkan var.

Otelin Yaz aylarında açık olan bir rooftop barı var. Eminim ki çok güzel bir atmosferi olacaktır. İnşallah bir gün kendim de deneyimlemek üzere geri dönerim. Biz Yılbaşı öncesi geldik ve otelin bahçsinde 'The Domes' adlı tatlı balon odalara rastladık. Burada güzel bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. 'The Domes' 25 Şubat 201'a kadar burada olacak. Rezervasyon şart.

Sonuç olarak biz The Hoxton Williamsburg'u pek çok sevdik ve artık en sevdiğimiz otel zincirlerinden biri oldu.

Fiyatlara göz atmak için tıkla.






bottom of page