top of page
  • Writer's pictureElif Adali

Yurtdışında Yaşam - Münih'te hayat nasıl?


Yurtdışında Yaşam röportaj serisinde bu sefer de Münihte yaşayan Asya ve Umut. namı diğer Yoldabiblog'a sordum. Münihte yaşam nasıl? Münihe nasıl taşındınız ve neden. Ayrıca hem çalışıp nasıl bu kadar gezebiliyorlar, onu da öğrendim sizin için. Gelin hep birlikte öğrenelim.


Selam Asya ve Umut,

Öncelikle sizi tanıyalım, kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba Elif :) Biz son 8-9 yılını gezmeye ve keşfetmeye çalışarak geçirmiş, 3 yıl önce de yüksek lisans için Almanya’ya taşınmış 28 yaşında iki insanız. 4 yıl önce tanıştık, o zamandan beri birlikte geziyoruz. Yaklaşık 1 yıl önce Frankfurt’tan Münih’e taşındık ve burada çalışmaya başladık.Aynı zamanda kendi halinde bir ‘Yolda bi Blog’umuz var.

Yakın zamanda Münih’e taşındınız Öncelikle neden böyle bir karar aldınız ve taşınma sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?

Almanya’ya taşınmadan önce tüm hayatımız İstanbul’da geçti. Kaosa doymuştuk açıkçası, biraz daha sakin bir hayat, doğanın içinde bir hayat arayışımız vardı. Münih bu anlamda bizi kendisine aşık etti. İşlerden de kabul alınca bir saniye bile tereddüt etmedik :)

Taşınma süreci çok sancılıydı. Almanya’da ev bulmak zaten zor, ama Münih’te 10 kat zor. Önce geçici bir eve taşındık, sonra belgeleri hazırlamamız ve kalıcı ev bulmamız 6 ay sürdü. Yine de şehrimizi çok sevdiğimiz için buraya taşındığımıza bu süreçte bile pişman olmadık.

Münihte İş hayatı nasıl gidiyor? Türkiye ile temel farklılıklar sizce nedir?

İş hayatımız aslına bakılırsa güzel gidiyor. Almanya’da iş hayatı çok disiplinli. İşe geç kalmak, işini geç teslim etmek ya da ofiste telefonla oynamak söz konusu olamaz örneğin. Bazen 10 saat kafamızı kaldırmadan çalıştığımız oluyor, eve gelince yatana kadar düz duvara bakıyoruz yorgunluktan :) Türkiye’deki gibi sabah ofise geleyim, kahvaltı imı yapayım, çay içeyim gibi lüksler burada yok :) Başta buna alışamadık ama sonradan farkettik ki Türkiye’de çalıştığımız zamana göre çok daha fazla üretiyoruz. Kendimizi çok daha fazla geliştiriyoruz ve ofislerimiz de buna şans tanıyor. Geçtiğimiz 1 sene içinde ikimiz de terfiler aldık. O yüzden şimdilik mutluyuz diyelim.


İş başvurusu yaparken nasıl bir yol izlediniz, Almanya’da çalışmak isteyenlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?

İş başvurularımızı LinkedIn, Monster gibi oldukça bilinen sitelerden yaptık aslında. Güzel bir motivasyon mektubu hazırlamaya önem verdik, CV’den daha önemli olabiliyor çoğu zaman. Tabii bir de dil önemli. İngilizce veya Almanca’nızdan en az bir tanesinin çok iyi olması gerekiyor. Biz işe başladığımızda çok az Almanca biliyorduk. Sonradan öğrendik.

Almanya’ya iş başvurusu yapacaklara en güzel tavsiyemiz iş arama süresince pes etmemeleri olur. Bazen 1 ay, 5 ay, 1 yıl sürebiliyor burada iş bulmak.ç fakat tünelin sonunda ışık var :)

Vize sürecinden biraz bahsedebilir misiniz? Almanya’da çalışanlara kaç yıllık vize veriliyor, ne gibi şartları var gibi gibi.

Biz Almanya’da master yaptığımız için Masterdan sonra çalışma izni almamız oldukça kolay oldu. Bu biraz da bulunan işin türüne / meslek grubuna ve çalışma şartlarına göre değişiyor tabii. Bununla ilgili şurada detaylı bir yazımız var ilgilenenler için.


Tam zamanlı çalımanıza rağmen sık sık seyahat ediyorsunuz, nasıl başarıyorsunuz bunu biraz tüyo versenize :)

28 iş günü yıllık iznimiz var. Buna resmi tatilleri de ekleyince yaklaşık 42 - 44 iş günü tatilimiz oluyor yılda. Biz de galiba tek bir günü bile boşa harcamıyoruz :) Bazen yıllık izinlerimizden kullanmak istemezsek hafta sonu yakın yerlere kaçıyoruz. Yazları Bavyera’da konaklama pahalı olduğu için kamp yapıyoruz. Bir de Asya işi gereği düzenli olarak seyahat ediyor. İş gezisi bittikten sonra gittiği yerde istediği kadar kalabiliyor. Bundan sonraki birkaç gezimizi Asya’nın iç için gideceği iş seyahatlerin sonuna ekledik, böylece en azından onun uçak biletleri için aile bütçemizden para harcamamış olacağız. :)

Bol seyahat etmek isteyenler için tavsiyelerimiz klasik şeyler esasen; gittiğiniz şehirlerde en az 1 öğünü süpermarketten aldıklarınızla geçiştirmek, street food kültürüne alışmak, küçük valizle seyahat edip valiz parası ödememek ve mümkünse yanınıza bir gezi arkadaşı bulmak ve masrafları azaltmak. Son olarak biz hayatımızdan kıyafet ve gereksiz her türlü alışverişi çıkarttık. Üretmek tüketmekten daha keyifli. Böylece seyahatlerimize bütçe oluştururken eskisi kadar zorlanmıyoruz. AVM’yi hayatımızdan çıkarttık rahat ettik. Herkese öneririz :)

Orada da herşey toz pembe değil herhalde, Münih’te yaşamanın dezavantajları nedir?

Münih’in zorlukları var tabii. En büyük zorluğu bizim için ev bulmak oldu. Ev bulduktan sonraki kalıcı zorluk ise havası. Çok soğuk, hep soğuk! Yazın soğuk olmadığı zamanlarda da yağmur yağıyor. Kışın kar 3 ay durmadı. Eksi 12 derecelerde haftalar geçirdik, markete bile gidemedik. Münih’e kış zamanı gelmeyi planlayanlar mutlaka yanına kat kat kat kıyafet almalı, bir de gerekirse günlerce güneş ışığı görmemeyi göze almalı.


Peki ya en güzel yanı?

En güzel yanı doğası. Her yer yemyeşil! Özellikle yaz zamanı sokaklar cıvıl cıvıl. Biz hava güzelse toplu taşıma kullanmıyoruz. Her yere bisikletle gidiyoruz. Böyle zamanlarda Münih ormanın içine kurulmuş küçücük bir köymüş gibi geliyor. Bavyera’nın doğasını şu an hiçbir şeye değişemeyiz! :)

Son olarak, artık bir Münih’li olduğunuza göre, Münih’i ziyaret edenlere mutlaka yapın/gidin dediğiniz nereler var?

Onun dışında yine yazın kurulan Bira Bahçeleri (Bier Garten) var. Yemeğinizi kendiniz getirip burada akşama kadar bira içebiliyorsunuz. Almanların eğlence anlayışı tam olarak böyle :)

Çocukla gelecekler için hayvan ormanı Poing var. Burası bir hayvanat bahçesi değil. Bizim gibi hayvanat bahçesi fobisi olanlar da rahatlıkla gezebilir.

Eğlence ve değişik kafeler gezmek için Universitat civarını öneririz. Bizim buradaki favori kahvecimiz Lost Weekend.

Galiba şimdilik bu kadar. Röportaj için teşekkürler!

Yurtdışında Yaşam serisi için tıkla


bottom of page